Yaklaşık 1 aydır herhangi bir yazı yazmıyordum. Hem işlerin
yoğunluğundan hem de sanırım öyle aman aman bir konu bulamadığım için.
Bir kaç gün önce bir fotoğraf elime geçti, internette
gezinirken. İlk bakışta insanda tebessüm oluşturan, zamanla içine çekip farklı
diyarlara götüren bir fotoğraf.
Bir bitkinin, üzerindeki onca yüke rağmen yerden bitmesi,
yaşam savaşı vermek için asfaltı delip gün yüzüne çıkması. Kısacası; AZİM…
Çabuk mu bıkıyoruz ya da zora gelemiyor muyuz emin değilim,
belki yorulduk ancak yolun başındayız. Ortam kötü, ayakta kalmak güç de olsa
sanırım yılmadan yolumuza devam etmeliyiz. Kendimize hedefler belirleyip, o
doğrultuda ilerlemeliyiz. Önümüze çıkan engelleri birer birer aşarak!
Yine başka bir resim paylaşacağım sizinle, aslında Mevlana’nın
bir sözü. Belki anlık gel – gitler yüzünden doğru karar veremiyoruz, fevri
davranarak yanlış kararlar alabiliyoruz ancak Mevlana’nın bu sözünü okuduktan
sonra belki hayatımızda bazı taşlar yerine oturur. Umut ediyorum!
2 fotoğrafı birlikte harmanlayıp, aklıma şuan gelen bazı
cümleler yazacağım. Direk fotoğrafları özetlemek yerine, belki de dolaylı
yoldan göndermeler yapıp, içimdekileri kusacağım.
Bir işe başlamak, nasıl yolun yarısı ise, azmetmek de öbür
yarısıdır. O gücü kendinde hissediyorsan (ki hissetmelisin) önünde kimse
duramaz. Seni yenmelerine izin vermediğin sürece, benliğinden ödün vermemiş
olursun. Bunalabilirsin, yeri gelir seni incitebilirler. Ancak kendinden emin
bir şekilde yoluna devam etmelisin, sakın pes etme!
Kendine güvendiğin zaman, kimse senden güçlü ve zeki
değildir. Yeter ki kendine güven, o işi iste ve azmet…