19 Mart 2013 Salı

Geleceğimiz Tutsak



Biz neden çalışıyoruz?

Para kazanıp, ileride mutlu bir yuva kurup, yaşadığımız standardın altına düşmeden aile olabilmek için değil mi?

Hak etmiyoruz belki de bu tempoyu, "bu yüzden mi okudum" diyoruz..

Kızsak da, sabret deyip dişimizi sıkıyoruz.. Hep "ileriyi" düşünerek..

Peki, ilerisi karanlık bir ülkede yaşadığımızı biliyor muyuz?

Her sabah yapmacık manşetlerle güne başladığımızı...

Göstermelik tartışmalar, lüzumsuz zamlar, çılgın projeler, bugün ne giysemler, O Ses Türkiye'ler...

Aslında o ses bizim değil, yani Türklerin!.

Bizim sesimizi duyan yok, gençliği umursayan yok!

Ansızın gözaltına alınan askerler, şiddete maruz kalan gazeteciler.

Manşet, TERÖR ÖRGÜTÜ..

Hani bir söz vardır, elini vicdanına koy!.. Kimse neden denemiyor bunu?

Vicdan mı kalmadı yoksa, onu da mı çaldılar?

Onlarca aksaklık, düzen bozukluğu, yalanın arasında.

Sahi, biz neden çalışıyoruz?

Yemedikten, harcayamadıktan sonra mezara mı götüreceğiz!..

Anca benim gibi, doldukça yazarız böyle.

İki bayrak sallarız, gerçi bayrağın da mazisini silmeye çalışıyorlar ya!.

Belki Anıtkabir'e gideriz.

Kalk deriz Ata'ya, gel kurtar bizi...

Nafile....

O da duymaz bizi, kırgındır halbuki.. Kemikleri sızlamıştır!..

Bakın başınızın çaresine der!..

Sonuç olarak, bir geleceğimiz var belli..

Ama o gelecek de tutsak, sonu karanlık bir yolda ilerliyoruz.

Elimizde ki ışıldaklar alınıyor, gözlerimiz parlıyor bir süre.....

Bir süre sonra da...