Sesinizi
çıkarmadan, mimiksiz bir şekilde etrafınıza baktığınız oldu mu hiç?
Bir alışveriş merkezinde, köşeye geçip de
sadece insanların yüzüne bakıp, kıyafetini, yaşam tarzını anlamaya
çalıştığınız, hissettiğiniz oldu mu?
Kiminin yüzündeki tebessüme, kiminin ise yürek
burkan acısına, el ele tutuşan çifte, koşuşturan çocuklara!..
Konuşmadan anlaşmaya, hayatlarına dokunmaya,
dertlerini dinlemeye fırsat buldunuz mu?
Bu acımasız dünyada, kim mutlu ki hayatından?..
Bu tarz durumlarda insanın beyni nasıl hızlı çalışır değil mi?
Onlarca şeyi aynı anda
düşünür, herhangi bir karışıklık olmadan hepsini çözme yoluna gireriz..
O kalabalığın içerisinde, yalnız hissedersin kendini.
Yalnızlığını sorgularsın,
etrafa bakarak sana yakın hayatı ararsın, yahut şükretmek için kolaçan edersin
etrafı.
Hani
şükretmiyoruz ya kendimize, bari başkalarından ders çıkarsak ya, örnek alsak
ya..
Belki de
yine kolay yolu seçeceğiz, umursamadan yaşamaya devam edeceğiz..