30 Kasım 2011 Çarşamba

Öyle Birini Bulun Ki

Size içten bir şekilde güzel olduğunuzu söyleyen;
Suratına kapadığınızda sizi geri arayan;
Sizin uykuya dalmanızı seyretmek için uyumayan;
Sizi alnınızdan öpen;
Size en zor anlarınızda bulutların üstüne çıkarmak isteyen;
Arkadaşlarının önünde elinizi tutan...
 
Öyle birini bekleyin ki;
 
Size durmadan size sahip olduğu için kendini şanslı saydığını veya ne kadar önemsediğini hatırlatan;
Arkadaşlarına dönüp 'aradığım o...' diyen.....

25 Kasım 2011 Cuma

Bazen!!


Kaybedenler Kulübü

Bu sefer uzunca yazı yazmak yerine, sadece yukarıdaki vidyoyu izlemenizi rica ediyorum.. Ancak 1 kez değil, defalarca izleyin.. Her izlediğinizde, yeni birşeyler duyacak ve kendi kendinize sorgulayacaksınız..

7 Kasım 2011 Pazartesi

Meşe Şarap Fıçıları

--Mustafa Delioğlu--

--Hüsnü Dokak--

--Marek Brzozowski--

--Marek Brzozowski--

Birazda fotoğraf paylaşmak istedim..

Bir süredir yazdığım konular biraz depresif konular, vidyolar ve şarkılardan oluşmuştu.. Artık fotoğraf paylaşma zamanı geldi..

Kavaklıdere Şarapları'nın, Akyurt'taki fabrikasında çektim yukarıdaki fotoğrafları.. Artık kullanılmayan Fransız Meşe fıçıları, bazı sanatçılar tarafından yukarıdaki şaheserlere çevrilmiş ve sergilenmiş 1-2 sene öncesinde.. Hala özenle korunuyor fabrikanın sosyal tesisler bölümünde..

İncir Reçeli



Bu sefer yazımda kısaca bir filmden bahsedeceğim, sonrasında ise kendi duygularımı ve eminim herkesin yaşadığı hisleri paylaşacağım.. Filmin ismi, İncir Reçeli.. 11 Şubat 2011 tarihinde vizyona girmiş, konusu romantik - dram.. Ancak ben bu filmi Eylül 2011'de izledim..

Filmin ilk başlarında basit bir film gibi geldi, tanıdık isimler yoktu.. Bütçesinin fazla olduğunu düşünmüyorum, hatta çekimler, sahneler profesyonelce çekilmemişti.. Ama herkesin övüp, dilinden düşürmediği bu filmi izlemeyi kafama koymuştum..

Türk filmlerinin çoğunda tercih edildiği gibi, bu filmde de dram ve romantizm konuları içeriyordu.. Birbirini tanımayan 2 kişi, şans eseri tanışıyor.. Kısa süren bir arkadaşlık ve ardından meydana gelen sorunlar, ilişkiyi kurtarma çabaları ve en sonunda terkediliş.. Ancak bu filmde farklı olan şey, önemli bir sağlık konusunu işlemiş olması.. HIV pozitif, yani halk ağızıyla AIDS..

Burada oturup yarım saat filmin konusunu anlatmayacağım, ancak izlerken çoğumuzun hissettiği duygusallığı bir nevi açığa vurmak benim amacım..

Ben bu filmi sıkıntılı bir günler geçirdiğim zaman izlemiştim, hatta itiraf etmek gerekirse, bu filmi izledikten sonra kendime blog açmaya karar vermiştim..

Birçok kişinin hayatında yaşamış olduğu fırtınalı ilişkiler vardır.. Uğruna göz yaşı döktüğümüz, ailemiz ve dostlarımızla tartıştığımız kişiler olmuştur.. Herşey mükemmel derken, aniden tepe taklak olan ilişkiler yaşadığımızı iyi kötü tahmin ediyorum.. Ama belkide bunlar olmalı, her hatadan bir ders çıkarmak lazım.. Ancak tabii yanlış anlaşılmasın, yaşanılan hiçbir ilişkiye 'hata' gözüyle bakmamalıyız..

İllaki pişmanlıklarımız, 'keşke' dediğimiz zamanlar olmuştur ama bunlarda hayatın gerçeği.. Şimdi durup, geçmişe baktığımızda nekadar zor zamanlar geçirsek bile, yüzümüzde tebessüm oluşmasıdır önemli olan..

Bu film belkide uç noktada bir konuyu işlemiş, ancak eminim hayatında aşk acısı veya bunun gibi sıkıntılı dönemler yaşamış birçok kişi vardır.. Ve bu filmide herkes kendi hayatından bir pay çıkarmıştır..

Dün, yani 6 Kasım 2011 tarihinde, Kanal D'de İncir Reçeli vardı.. Hepsine yetişemesem bile, son 30 dakikasını tekrar izleme fırsatım oldu.. Şuan hayatımda birçok şey yolunda iken bile, gözlerimin dolduğu sahneler oldu yine..

Bir önceki yazımda bahsetmiştim, bazen insan tek başına oturmalı, eskiyi veya ileriyi düşünmeli, hatta gerekiyorsa ağlamalı.. Hergün içimize okadar çok şey atıyoruz ki, rahatlamak için bu tür yollar seçmeliyiz..

1 Kasım 2011 Salı

Düşünmek



..LÜTFEN DİNLEYİN..

Bazen insan, hayatın stresinden kurtulmak ister... Kendini bir odaya kapatır, minik bir lamba ışığında bir şarkı dinleyerek uzaklara dalar...

İşte yukarıdaki şarkı tam bu anlar için yapılmış sanki.. Ben bu yazımı yazmadan önce defalarca dinledim, odamda tek başıma.......

Ne hayaller kurdum, neler düşündüm inanamazsınız.. Ya ben çok duygusalım, ya bu şarkı beni çok etkiledi bilmiyorum ama umarım sizde benim gibi hisseder ve bir nevi duygusallaşırsınız...

İnsan bazen ağlamak ister, bazen tek başına bir odaya kapanıp, kendi kendine konuşur.. Hayaller kurar, geçmişini hatırlar.. Unutamadığı insanları, sevgililerini veya her neyse... Bir nevi detoks gibidir, içimizdeki sıkıntıdan kurtuluruz...

Aslında bukadar duygusallığa girip, insan nasıl rahatlar bilemiyorum ancak siz sadece deneyin...

Belki üzüleceksiniz, belki ağlayacak.... Ancak sonunda rahatlamış olacaksınız, sanki dostunuza içinizi dökmüşsünüz, sanki kör kütük içip duvarlara sevginizi haykırmışçasına.......

Ve en sonunda huzur kaplayacak içinizi.... Eminim..!